22.09.2020 Tarihte Bugün- 22 Eylül;

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Akif Er
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Akif Er

Aktif Üye
Yönetici
Vip Üye
Katılım
8 Kas 2019
Mesajlar
311
Tepkime puanı
79
Puanları
28
22.09.2020 Tarihte Bugün- 22 Eylül;

1792Fransa'da cumhuriyet ilan edildi.
1903İtalo Marconi, kornet (cornet) dondurma külahının patentini aldı.
1908Bulgaristan, Osmanlı'dan bağımsızlığını ilan etti.
1919Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası kuruldu.
1939Dikili ve çevresinde deprem: 100'den fazla kişi öldü. Dikili ve Karaburun tamamen yıkıldı.
1940Bakanlar Kurulu, İstanbul'da çıkan Le Journal d'Orient gazetesini yedi gün süreyle kapattı. Gazetenin resmi dış politikaya aykırı yayın yaptığı ileri sürüldü.
1943Ankara Fen Fakültesi kuruldu.
1950Yeni Baştan gazetesinin kurucusu ve yazarı Aziz Nesin hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. Nesin "Sosyal düzeni yıkmaya yönelik yayın" yapmakla suçlanıyor.
1958CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, "Demokrasiye paydos demeye Demokrat Parti genel başkanının gücü yetmeyecektir" dedi.
1964Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Yassıada hükümlüsü Refik Koraltan, Rüştü Erdelhun, Selim Yatağan ve Nedim Ökmen'i hastalık nedeniyle affetti.
1970Polonya'da Dayanışma Sendikası kuruldu.
1980Kuruluşundan 10 yıl sonra Lech Walesa liderliğindeki Dayanışma Hareketi Polonya'da yasallık kazandı.
1984Gökova Körfezi'nde termik santral kurulmasına karşı çıkan köy kadınları eylem yaptılar.
198612 Eylül darbesi sonrası Alparslan Türkeş ilk kez Milliyetçi Çalışma Partisi'nin (MÇP) İstanbul mitinginde konuştu.
1993New York Metropolitan Müzesi, "Karun Hazinesi"ni Türkiye'ye geri göndermeye karar verdi.
2000Bakanlar Kurulu, Kopenhag Kriterleri ile paralel olan İnsan Hakları Raporunu kabul etti.
2002İsrail birliklerinin, militanları yakalama gerekçesiyle Gazze`de düzenlediği operasyon sırasında çıkan çatışmada 9 Filistinli öldü.
2002Almanya`da Başbakan Gerhard Schröder`in liderliğindeki Sosyal Demokratlar, genel seçimlerden birinci parti olarak çıktı.

Tarihte Bugün Doğanlar (22 Eylül);
1951David Coverdale, Whitesnake frontmanı
1791Michael Faraday, İngiliz fizikçi (ö. 1867)
1863Ferenc Herczeg, Macar oyun yazarı (ö. 1954)
1885Erich von Atroheim, Alman aktör ve yönetmen
1957Refat Çubarov, Ukraynalı siyasetçi
1957Nick Cave, Avustralyalı müzisyen
1961Bonnie Hunt, ABD'li oyuncu
1966Erdoğan Atalay, Almanya doğumlu Türk oyuncu
1976Ronaldo, Brezilyalı futbolcu
1977Ali Sunal, Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu. Kemal Sunal'ın oğlu
1978Harry Kewell, Avustralyalı futbolcu
1981Emre Canpolat, BKM Mutfak oyunucusu&sahne amiri
1982Ayben, Türk rap sanatçısı
1983Şeref Tüfenk, Türk güreşçi
1987Tom Felton, İngiliz oyuncu
1987Tom Hilde, Norveçli kayakla atlamacı
1990Senem Kuyucuoğlu, Türk model ve sunucu.

Tarihte Bugün Ölenler (22 Eylül);
1520Yavuz Sultan Selim, Osmanlı padişahı (d. 1470)
1554Francisco Vásquez de Coronado, İspanyol kâşif (d. 1510)
1703Vincenzo Viviani, İtalyan matematikçi ve bilim adamı (d. 1622)
1828Shaka, Zulu kabilesinin en etkili lideri (d. 1787)
1895Viktor Rydberg, İsveçli yazar. (d. 18 Aralık 1828)
1956Frederick Soddy, Nobel ödüllü İngiliz kimyager (d. 1877)
1989Irving Berlin, ABD'li besteci ve şarkı sözü yazarı (d. 1888)
1996Dorothy Lamour, ABD'li aktris (d. 1914)
1999George C. Scott, Oscar sahibi ABD'li oyuncu (d. 1927)
2001Fikret Kızılok, Türk besteci ve müzik yorumcusu (d. 1946)
2001Isaac Stern, Rus asllı ABD'li kemancı (d. 1920)
2008Hadi Çaman, Türk tiyatro sanatçısı (d. 1943)
2010Eddie Fisher, ABD'li şarkıcı (d. 1928)

1600749862805.png
Yavuz Sultan Selim ,Dokuzuncu Osmanlı padişahı ve şair (D. 10 Ekim 1470 , Amasya – Ö. 21/22 Eylül 1520, Çorlu / Tekirdağ). I. Selim olarak da bilinir. Babası İkinci Bayezid, annesi Gülbahar Hatun’dur. Annesinin Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin kızı Ayşe Hatun olduğunu ileri sürenler de vardır. Kanuni Sultan Süleyman’ın babasıdır. Tarihin ender yetiştirdiği hükümdarlardandır. Kaynaklar onu sert tabiatlı, azim ve irade sahibi, dinamik ve cevval bir kişi olarak tanımlamaktadır. Fiziki özellikleri konusunda değişik değerlendirmeler olmakla birlikte; pek çok yazar onun uzunca boylu, iri siyah gözlü, “Enf-i Osman” (Osmanlı burnu) olarak bilinen bir buruna sahip, sakalsız, fakat uzun pala bıyıklı, yüzü yuvarlak ve gayet renkli, bacakları kısa, belden yukarı kısmının uzun olduğunu anlatır. Adına yazılmış olan Selimnâmelerde sert huylu olmasının yanında müşfik ve duygusallığı da belirtilmekte, kardeşi Ahmed’in ölümünden sonra ağladığı duygusallığına örnek olarak anlatılmaktadır.

Şehzadeliğinden itibaren iyi bir eğitim aldığı bilinen Sultan Selim, bu döneminden itibaren kendini tümüyle devlet ve millet işlerine adadı, halk içinde sık sık tebdil-i kıyafetle dolaşarak toplumun nabzını tutmaya çalıştı. Çocukluğu dedesi Fatih Sultan Mehmet’in dizinin dibinde geçmiş, Halimi Çelebi ile Amasyalı Şeyh Hamdullah gibi devrinin en ünlü hocalarından ders almıştır. Babası tahta çıkınca, kendisi de Trabzon Sancakbeyi olmuş ve yönetim deneyimlerini arttırmıştır. Adına yazılan Selimnâmeler, şehzadeliğinden itibaren kendisinin çok okuyan bir kişi olduğunu belirtmekte; Paola Giovio onun İskender ve Sezar’ı da okuduğunu yazmaktadır. Başka kimi kaynaklar tarih, edebiyat ve siyasetname konusundaki kitaplara meraklı olduğunu aktarmaktadır. Şairliğini öven kayıtlar onun Türk, Arap ve Acem şiirleri içinde seçkinleştiğini ve bir Farsça “Divan”ı bulduğunu kaydetmektedir. Bu merak onu çok değerli bir sosyal çevreye sahip kılmıştır.

Şehzade Selim, iyi gitmediğine inandığı devlet işlerini yoluna koymak istiyordu. Babasının şehzade Ahmet’i veliaht olarak düşündüğünü öğrenince babasından Rumeli sancaklarından birisine atanmasını istedi. İsteği kabul edilmeyince Kefe’ye gitti, dönmesi yönündeki çağrıları dikkate almayarak, kayınpederi olan Kırım hanından aldığı süvarilerle, Edirne’ye doğru ilerledi. Babası Bayezid’le burada buluşarak bir rivayete göre Vidin ve Niğbolu sancaklarının kendisine verilmesini sağladığı gibi, babasından sağlığında hiçbir oğlunu tahta geçirmeyeceğine dair söz aldı. Ancak şehzade Ahmed’i destekleyen devlet adamlarının bu yönde padişaha baskıda bulunmaları ve Çorlu’da babasının kuvvetleriyle girdiği mücadeleyi kaybetmesi üzerine Kırım’a dönmek zorunda kaldı.

Ancak, Şahkulu İsyanı’nda Hadım Ali Paşa’ya yardım etmeyen ve savaş alanını terk eden Şehzade Ahmed’e karşılık Şehzade Selim’in sergilediği azim ve cesaret, devlet adamalrı üzerinde itibarını arttırdı ve onun ertesi yıl tahta geçmesinde etkili oldu. Şehzade Selim, 24 Nisan 1512’de babasını, tahtından indirerek, padişah oldu. Sekiz yıl, dört ay, yirmi sekiz gün devam eden hükümdarlığı döneminde Osmanlı devletine büyük zaferler kazandırdı.

Yavuz Selim, Osmanlı tahtına çıkar çıkmaz hedeflerini belirledi. Öncelikle içerdeki birliği sağlamak üzere, o sırada şehzade Ahmet’in teşviki ile Bursa’yı ele geçirmiş olan yeğeni Alâeddin’in üzerine yürüyerek onu Malatya’ya kaçmaya mecbur etti. Diğer şehzadeleri ve oğullarını dize getirerek dış sorunlarla uğraşmaya başladı. Yeni padişahı tanımakta geciken Eflak, Boğdan, Macar, Venedik, Rus ve Mısır elçileriyle barış anlaşmalarını yeniledi. Amacı, Osmanlıyı tehdit eden Safevilerle hesaplaşmaktı

Safevi tehlikesine kilitlenen Sultan Selim, Şah İsmail üzerine yürümeye karar verdi ve büyük bir orduyla İran’a hareket etti. Ordusunu Akkoyunlu beylerinin katılımıyla daha da güçlendiren Sultan Selim, İran’ın eski rakibi Özbeklerle, Akkoyunlular, Mısır Sultanı ve Ahıska Gürcü Beyinin desteklerini de sağladı. Yavuz Sultan Selim’in komutasındaki Osmanlı ordusu 23 Ağustos 1514’te yapılan Çaldıran meydan muharebesinde Şah İsmail’in ordusunu yenilgiye uğrattı. Şah İsmail, her şeyini savaş alanında bırakarak hayatını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldı. Muzaffer Osmanlı ordusu Tebriz’e kadar ilerlemeyi başardı.

Osmanlı egemenliğinin Musul’a kadar ulaşması, buralardaki nüfuzunu ve ticari çıkarlarını korumak isteyen Mısır Sultanı Kansu Gani’yi tedirgin etti.

Yavuz Sultan Selim, 2 Haziran 1516 tarihinde, İstanbul’dan hareket eden Osmanlı ordusu Malatya’yı alarak güneye doğru ilerledi. Mısır kuvvetleri de kuzeye doğru çıkınca iki ordu Halep’in kuzeyinde, Mercidabık’ta karşılaştı. 24 Ağustos 1516’da meydana gelen Mercidabık muharebesinde Kölemenler ağır bir yenilgiye uğratıldı. Kansu Gavri’nin de öldürüldüğü bu zafer ile Halep, Hama, Humus ve Şam gibi ünlü şehirler Osmanlı hakimiyeti altına girmiş oldu. Yavuz Sultan Selim, 27 Eylül 1516’da girdiği Şam’a iki ay kadar kaldı.

Birkaç ay sonra meydana gelen bir olay Selim Han’ı Mısır seferine çıkmaya adeta mecbur etti. Kölemenlerin yeni hükümdarı Tomanbay, Sultan Selim’in elçilerini öldürtmesi bardağı taşıran son damla oldu. Yavuz Sultan Selim, ordusuyla Mısır’a doğru yürüyüşünü sürdürerek önce Kudüs’e, oradan da Gazze’ye ulaştı. 22 Ocak 1517’de Kahire yakınlarındaki Ridaniye mevkiinde yapılan savaşta Osmanlı ordusu Kölemen ordusunu yine mağlup etti. Bu zafer ile Osmanlılar Mısır’ın tümünü hakimiyeti altına almış oldu. Sultan Selim yedi ay kadar kaldığı Mısır’da, Mekke şerifinin Sultan Selim adına hutbe okutmasını ve bölgedeki toplulukların bağlılıkları sağladı. Yavuz Sultan Selim burada “Hâdimü’l Haremeyn” (Mekke ve Medine’nin Hizmetçisi) gibi kendisine ve Osmanlılara hem İslam hem de Hıristiyan dünyasında itibar sağlayacak önemli bir unvanın sahibi oldu.

25 Temmuz 1518’de İstanbul’a dönen Sultan Selim’in beraberinde birçok rehine ile birlikte son Mısır Abbasi Halifesi el-Mütevekkil de vardı. Bu tarihten itibaren halifelik Osmanoğullarına geçmiş ve dünya Müslümanlarının liderliğini ifade eden ilk Osmanlı halifesi Yavuz Sultan Selim olmuştur.

Yavuz Sultan Selim, 1520 yılında Edirne’ye hareket etti. 22 Eylül’de konakladığı Çorlu’da şirpençe hastalığından kurtulmayarak vefat etti. Naaşı İstanbul’a getirilerek, Fatih semtinde kendi adına yaptırılmış olan Yavuz Selim bahçesinde toprağa verildi.

Osmanlı hanedanının en ünlü hükümdarlarından biri olan Yavuz Sultan Selim, Osmanlı topraklarını sekiz yıl gibi kısa bir sürede 2,5 kat büyütmüş ve ölümünde imparatorluk topraklarının 1.702.000 km2'si Avrupa'da, 1.905.000 km2'si Asya'da, 2.905.000 km2'si Afrika'da olmak üzere toplam 6.557.000 km2'ye çıkarmıştır.

Yönetimi süresince Batı ile barış içerisinde yaşamış, daha çok Anadolu’nun Safevi devleti tarafından nüfuz altına alınmasını önleyecek seferler yapmıştır. Ortadoğu’da Memlukların nüfuzuna son vererek aynı zamanda Portekiz’in doğu ticaretini tekeline almasına ve Müslümanların manevi yönden de çok önemli şehirlerini tehdit etmesine de engel olmuştur. Yavuz Selim’in askeri başarıları, hem Osmanlı devletinin ömrünü uzatmış, hem de kendisinden sonra görevi devralacak Kanuni Sultan Süleyman liderliğinde Batıya doğru yeni İslam fetihlerinin yolunu açmıştır.

Osmanlı donanmasını yenileyen Yavuz Sultan Selim, Bizanslılar döneminde kurulan ve dedesi Fatih Sultan Mehmet zamanında kullanılan Haliç Tersanesi’ni yeniden inşa ederek, kapasitesini arttırıp Osmanlı İmparatorluğu'na kazandırmıştır.

Konya'da Mevlevi Tekkesi'ne su getirmiş, Diyarbakır Fatih Paşa Camii ve Elbistan Ulu Camii'ni, Şam Salihiye'de Muhyiddin İbn Arabi'ye camii ve imaretini, İstanbul'da Yavuz Sultan Selim Cüzzamhanesi’ni, Şam Sultan Selim Camii'ini inşa ettirmiş, Muhyiddin İbn Arabi'nin türbesini de bulup yaptırmıştır. Ayrıca Mısır Seferi sırasında Hind ve Çin haritalarını da yaptıran Selim'e, Piri Reis tarafından 1513 yılında tamamlanan harita 1517 yılında Mısır'da Piri Reis'in kendisi tarafından sunulmuştur. Temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş; bu eser oğlu I. Süleyman tarafından tamamlanmıştır.

Arapça’yı ve özellikle Farsça'yı çok iyi bilen Sultan Selim'in, kendi el yazısı ile Selimî mahlasıyla yazılmış olan Farsça manzumeleri günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'nde bulunmaktadır. Farsça'nın yanında Türkçe şiirleri de bulunan Selim'in, Farsça olan Divân'ı 1306 yılında İstanbul'da basılmış olup, 1904 tarihinde de Alman İmparatoru II. Wilhelm'in emriyle Paul Horn tarafından Berlin'de yeniden yayımlanmıştır.
 
Geri
Üst