23.02.2020 Tarihte Bugün- 23 Şubat;

Emrah Burulday

Administrator
Yönetici
Katılım
3 Ağu 2019
Mesajlar
429
Tepkime puanı
141
Puanları
43
23.02.2020 Tarihte Bugün- 23 Şubat;
632Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ın Veda Hutbesi (Rabbim şefaatine nail eylesin-Amin-)
1653Batı Anadolu'daki şiddetli depremde, Denizli, Nazilli, Tire ve Uşak'ta evler yıkıldı, binlerce kişi öldü ve yaralandı.
1660XI. Karl, İsveç kralı oldu.
1893Rudolf Diesel, dizel motorun patentini aldı.
1898Émile Zola, Fransız hükümetini anti-semitist tutumundan dolayı eleştirdiği için hapse girdi.
1903Küba, Guantanamo Körfezini ABD'ye kiraladı.
1904ABD 10 milyon dolar karşılığında Panama Kanalı bölgesinin kontrolünü aldı.
1919Benito Mussolini İtalya'da Faşist Partisini kurdu.
1921Ardahan'ın Kurtuluşu.
1934III. Léopold, Belçika kralı oldu.
1940"Pinokyo" adlı animasyon filmi gösterime girdi.
1941Plütonyum, Dr. Glenn T. Seaborg tarafından ilk defa ayrıştırıldı ve üretildi.
1942Avusturyalı yazar Stefan Zweig, Brezilya'da karsıyla birlikte intihar etti.
1945II. Dünya Savaşı Pasifik Cephesi'nde Iwo Jima Muharebesi sırasında Suribachi Tepesine ABD bayrağı dikildi.
1944Büyük Çeçen Sürgünü bu sürgünle 500 bin Çeçen-İnguş insan Anavatanlarından Orta Asya'ya sürüldü.
1945II. Dünya Savaşı Pasifik Cephesi'nde Manila ABD'nin eline geçti.
1945II. Dünya Savaşı Doğu Cephesi'nde Posen'deki Alman garnizonu teslim oldu.
1945Sevr Antlaşmasının değiştirilmesi için Londra'da toplanan konferans (23 Şubat-12 Mart), bir anlaşmaya varılamadan dağıldı.
1945Türkiye-ABD ikili yardım antlaşması imzalandı.
1945Türkiye, Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etti.
1947Uluslararası standardizasyon organizasyonu (ISO) kuruldu.
1954Çocuk felci enfeksiyonuna karşı Salk aşısıyla yapılan ilk kitlesel aşılama programı Pittsburgh'da başlatıldı (Sabin aşısı ise 1962'de gelecektir)
1955Edgar Faure, Fransa başbakanı seçildi.
1966Suriye'de askeri darbe oldu, hükümet devrildi.
1978Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) kuruldu.
1980Ayetullah Humeyni, ABD elçiliğindeki rehinelerin akıbetine İran parlamentosunun karar vereceğini belirtti.
1981Yaklaşık 200 kişilik isyancı ordu mensubu paramilis güçler, Antonio Tejero liderliğinde İspanya parlamentosunu bastı ve milletvekillerini rehin aldı.
1987Büyük Macellan Bulutu içinde bir süpernova gözlendi.
1991Körfez Savaşı: ABD kara kuvvetleri Suudi Arabistan sınırını geçerek Irak topraklarına girdiler.
1991Tayland'da general Sunthorn Kongsompong, kansız bir darbe ile başbakan Chatichai Choonhavan'ı görevden alarak yönetimi ele geçirdi.
1994Cep telefonu şebekeleri hizmete açıldı.
1997Rus uzay istasyonu Mir'de büyük bir yangın çıktı.
1997Genetik kopyalama yöntemiyle üretilen ilk memeli hayvan olan ve 14 Şubat 2003 tarihinde ölen Dolly adlı koyunun, İskoçya'daki Roslin Enstitüsü'nde klonlandığı duyuruldu.
1998Fazilet Partisi (FP) kuruldu.
1998İstanbul Üniversitesi rektörlüğü; sakallı, baş örtülü ve kimliksiz öğrencilerin yerleşke ve binalara girişini yasakladı.
1998Usame bin Ladin bir fetva yayımlayarak bütün Yahudi ve haçlılara karşı cihad ilan etti.
1999Avusturya'da Galtür köyüne çığ düştü: 31 kişi öldü.

Tarihte Bugün Doğanlar (23 Şubat);
1685George Frideric Handel, Alman besteci (ö. 1759)
1744Mayer Amschel Rothschild, Rothschild hanedanlığı kurucusu (ö.1812)
1883Karl Jaspers, Alman yazar (ö. 1969)
1889Victor Fleming, Oscarlı film yönetmeni. (ö. 1949)
1911Şemsi Bedelbeyli, Azeri tiyatro oyuncusu ve yönetmen (ö. 1986)
1940Peter Fonda, ABD'li sinema oyuncusu
1954Viktor Yuşçenko, Ukrayna devlet başkanı
1965Michael Dell, ABD'li bilgisayar üreticisi
1983Emily Blunt, İngiliz oyuncu
1994Dakota Fanning, ABD'li sinema oyuncusu

Tarihte Bugün Ölenler (23 Şubat);
1942Stefan Zweig, Avusturya'lı yazar (intihar) (d. 1881)
1945Aleksey Tolstoy, Rus yazar (d. 1883)
1848John Quincy Adams, ABD'nin 6. başkanı (d. 1767)
1855Carl Friedrich Gauss, Alman matematikçi, astronom ve fizikçi (d. 1777)
1918Numan Çelebi Cihan, Kırım Türk Millî Hükümeti'nin başvekili
1934Edward Elgar, İngiliz besteci (d. 1857)
1941(Miralay) Mehmet Sadık Bey, Türk asker ve siyaset adamı. (d. 1860)
1946Hacıyunuszade Mehmet Güneşdoğdu (d. 1871) TBMM 4. ve 5. dönem Samsun milletvekili.
1946Tomoyuki Yamashita, Japon general (asılarak) (d. 1885)
1965Stan Laurel, İngiltere doğumlu ABD'li aktör, komedyen (Lorel - Hardi'nin Laurel'i) (d. 1890)
1969Suud bin Abdül Aziz, Suudi Arabistan Kralı (d. 1902)
1971Halit Fahri Ozansoy, Şair ve yazar (d. 1891)
1990José Napoleón Duarte, El Salvador devlet başkanı (d. 1925)
1996William Bonin, Seri katil (idam) (d. 1947)
2000Ofra Haza, İsrailli şarkıcı (d. 1954)
2003Hasanağa Turabov, Azeri oyuncu (d. 1933)

113595.jpgVeda Haccı'nda Hz. Muhammed (sav)'in Yaptığı Konuşmanın Tam Metni

Allah'a hamd olsun. O'nu över, O'na şükrederiz. O'ndan medet umarız. O'ndan bağışlanma dileriz, tevbe ederek O'na itaate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkinlerinden ve kötü ameller işlemesinden Allah'a sığınırız. Allah kime doğruyu gösterirse, kimse onu hak yoldan uzaklaştıramaz. Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gösteremez. Tek Allah'tan başka tanrı olmadığını, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmadığını kabul ve tasdik ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğunu kabul ve tasdik ederim. (1)

Ey Allah'ın kulları, size Allah'a sığınmanızı, emirlerine yapışmanızı, günahlardan arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim. Size tekrar tekrar, O'na itaati tavsiye ederim. Sözlerime hayırlı olanla, O'nun izni ve yardımıyla başlıyorum. (2)

Ey İnsanlar! Ben sizin hepinize, Allah'ın; emirlerini tebliğ ile görevlendirdiği, ilahî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur ettiği tek yetkili Rasûlüyüm. Beni dinleyin, size bazı açıklamalar yapacağım. Bu yıldan sonra, bir daha burada sizinle buluşup buluşamayacağımı bilemiyorum. (3)

Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. (4)

Benim sözlerimi iyi dinleyin ki, izzet ve şerefle huzurlu yaşamaya devam edesiniz. Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin. İyice anlatabildim mi?

Allah'ım, Sen de şahit ol. (5)

Ashabım! Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız, size işlediğiniz bilinçli amellerin hesabını sorulacak. İyice tebliğ edebildim mi?

Allah'ım, Sen de şahit ol! (6)

Ey İnsanlar, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, azabından korunun. İnsanların mallarını eksik teslim etmeyin, değerlerini düşürmeyin, bedellerini eksik ödemeyin, mallarını kötülemeyin, haksız rekabet yapmayın, aldatarak, hile yaparak, fırsat kollayarak, gasp ederek insanların haklarını zayi etmeyin, zayiine sebep olmayın. Ülkede, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmakta ve küfürde ileri gitmeyin. (7)

Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, bu emaneti sahibine versin. Size hediye verene hediye ile karşılık verin. Kefil borçlu gibidir. Borcun ödenmesi gerekir. (8)

Soyunuzdan sopunuzdan medet umarak benim yanıma yaklaşmayın. İşlediğiniz bilinçli amelleri vesile ederek yanıma gelin. Ben bütün insanlara da, size de aynı şeyleri söylüyorum. (9)

Cahiliye döneminin faizli alışverişleri kaldırılmıştır. Yüce Allah, kaldırılan ilk faizin, Abbas b. Abdilmuttalib'inki olmasını emretmiştir. Ancak ana paralarınız sizindir. Ne siz haksızlık edebilirsiniz, ne de haksızlığa uğratılacaksınız. Allah, faizli alışverişin yapılmayacağını icrası kesin hüküm haline getirdi. Kaldıracağım ilk faiz amcam Abbas b. Abdilmuttalib'in faizli alış verişlerindeki faizdir. (10)

Ey İnsanlar! Hangi ayda, hangi günde, hangi ülkede olduğunuzu biliyor musunuz? (11)

(İnsanlar, ‘saygıya layık korunan bir günde, dokunulmazlığı olan ülkede ve bir ayda', dediler.)

Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz, Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. (12)

Ashabım! Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal davaları, kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır. (13)

Kıyamet gününe kadar Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, kaldıracağımız ilk kan davası, Amir (İyâs) b. Rebîa b. el-Hâris b. Abdülmuttalib'in kan davasıdır. O Sa'd b. Leysoğulları'nda süt anneye verilmiş bir çocuktu. Hüzeyl, onu öldürdü.

İyice tebliğ edebildim mi?

(İnsanlar; ‘elbette tebliğ ettin', dediler)

-Allah'ım Sen de şahit ol! Burada bulunanlar sözlerimi bulunmayanlara iletsin. (14)

Kâbe hizmetkarlığı ve hacıların su ihtiyacını karşılama dışında cahiliye devrinin hükümet görevleri kaldırılmıştır. (15)

Kasten adam öldürmenin cezası, kısastır. Kasten öldürmeye benzeyen cinayet, sopa ve taşla öldürmedir. Diyeti, yüz devedir. Kim daha fazlasını isterse, o İslam'ı benimsemeyen Cahiliye dönemini özleyen biridir. En büyük Allah düşmanı, kendisine herhangi bir kastı olmayan birini sebepsiz yere öldürendir, kendisine el kaldırmayana sebepsiz yere vurandır.

İyice tebliğ edebildim? Allah'ım, Sen de şahit ol! (16)

Ey İnsanlar! Sizi uyarıyorum, herkes yalnızca kendi işlediği suçtan sorumludur. Suçlu evlattan dolayı baba sorumlu tutulamaz, suçlu babadan dolayı evlat da sorumlu tutulamaz. (17)

Ey İnsanlar! Şeytan, sizin bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümit kesmiş bulunuyor. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, aranızda çıkardığı fitne fesatla sizi birbirinize düşürdüğünde sözünün dinlenmesinden hoşnut olacaktır. Dininizde sebat ederek, dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytani düzenlerin vesvesesinden, daleveresinden kendinizi koruyun. (18)

Ey İnsanlar, yalan yere Allah'ın adını anarak yemin etmeyin. Yalan yere Allah adına yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır. (19)

Ey İnsanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki düzenli sistemine girerek seyrediyor. Ayların sayısı, on ikidir. Dört tanesi, savaşın haram olduğu aylardır. Bunlardan üçü birbiri peşinden gelir. Biri tektir. Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Cumade'l-ahire ile Şaban arasındaki Mudar kabilesinin adını koyduğu ay Recep'tir.

Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı gün, Levh-i Mahfuz'da tesbit ettiği kayıtlarda, Allah katında, ayların sayısı on ikidir. On iki aydan dördü savaşın haram olduğu aylardır. İşte bu haram aylarla ilgili hüküm, insanlığı, insani değerleri ve düzeni ayakta tutan dinin, medeniyetin, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriatın hükmüdür. Bu aylarla ilgili Allah'ın koyduğu yasakları çiğneyerek kendinize, birbirinize zulmetmeyin.

İlahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan Müşrikler nasıl size karşı topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekün savaşın. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan müminlerle, müttakilerle beraberdir.

Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah'ın savaşı haram kıldığı ayları erteleyerek, yerlerini değiştirerek, on iki aya ay ilave ederek, hileli takvim düzenlemek, kesinlikle Allah'ın sene ve aylarla ilgili koyduğu hükmü inkarda ileri gitmektir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkarda ısrar edenlerin, kafirlerin, bu yüzden hak yoldan uzaklaşmalarının, dalaleti tercihlerinin önü açılır. Erteleyerek, değiştirerek ilave ettikleri aydaki savaşları, bir yıl helal ve meşru, bir yıl haram sayarlar. Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da, Allah'ın haram kıldığını helal ve meşru kılsınlar, isterler. Onların bilinçli kötü amelleri kendilerine süslenip güzel gösterilmiştir. Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, küfürde, nankörlükte ısrar eden bir kavme doğru yolu gösterme lütfunda bulunmayacak, başarı nasip etmeyecektir. (Tevbe, 9/ 36-37).

Onlar bir yıl, Safer ayını helal sayıyorlar, bir yıl Muharrem'i haram sayıyorlardı. Nesî (yıla ekleme), işte budur. Allah'ım, Sen de şahit ol!. (20)

Ey İnsanlar! Kadınlarınızın sizler üzerinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır. Sizin onlardaki hakkınız, minderinize sizden başkasını oturtmamaları, meşru tavsiyelerinizde size karşı çıkmamaları, hoşlanmadığınız kişileri izniniz olmadan eve sokmamaları, kötü söz söylememeleri kötü fiil ve davranışta bulunmamalarıdır. Şayet bunları yaparlarsa, Allah onları engellemenize, sıkıştırmanıza yataklarında tek başlarına bırakmanıza ve hafifçe, incitmeden vurmanıza izin vermiştir. Bunlardan vazgeçer ve size itaat ederlerse, meşru, örfe uygun ölçüler içerisinde rızıklarını ve giyimlerini sağlama sorumluluğunuz var. Kadınların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarfedin. Çünkü onlar müşterek hayatın gereği kendileri adına bir şey yapma gücüne ve imkanına sahip olmayan, sizinle birlikte yaşamak mecburiyetinde olan hayat arkadaşlarınızdır. Siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Allah'ın emri ve hükmüyle onlarla ilişkiyi helal edindiniz. Eğer haklarını ararlar, sorumluluklarına riayet ederlerse onlara tavır takınmanıza, cezalandırmaya hakkınız yoktur. Onların serkeşliğinden ve şiddete başvurmasından endişe ederseniz, onlara öğüt verin ve yataklarınızı ayırın. Aşırı gitmeden hafifçe vurun. Onların yiyeceği ve giyimi konusunda cömertçe her türlü iyilik ve ihsanda bulunmanız, onların haklarıdır. Kadınların haklarına riayet konusunda Allah'ın emirlerine yapışın, azabından korunun, onların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarfedin. Hanımlarınız, sizlerin izni ve bilgisi olmadıkça, evinizin mali imkanlarını cömertçe harcamasınlar. Sözlerimi iyice anlayarak hatırınızda tutun.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (21)

Ey İnsanlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşru haklarınız ve düzgün insani ilişkileriniz olan köle ve cariyelerinize, iş akdiyle bağlı işçilerinize hayırla muameleyi size tavsiye ederim. Sofranızda bulunanları ölçü alarak onların karınlarını doyurmanızı, giydiklerinizi ölçü alarak onların giyimlerini sağlamanızı tavsiye ederim. Affetmeyi düşünmediğiniz bir suç işledikleri takdirde aranızda aynı cinsten suç işleyenlere uyguladığınız cezaları ölçü alınız. Onlara işkence etmeyiniz, onları cezalandırmayınız.!. (22)

Ey İnsanlar! Sözlerimi iyi dinleyin, iyi muhakeme edin. Bütün ırklara mensup Müslümanların, Müslümanların kardeşi olduğunu bilin. Bütün müminler kardeştir. Kimseye, gönül rızası olmadıkça, kardeşinin malı helal değildir. Sakın haksızlık etmesin, hile yapmasın, haince davranmasın.

Müslümanın kim olduğunu size anlatayım mı? Müslümanların, dilinden ve elinden zarar görmediği kişidir.

Müminin kim olduğunu size anlatayım mı? İnsanların mallarına ve canlarına zararı dokunmuyacağından emin olduğu kişidir.

Muhacirin kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülükleri ve günah işlemeyi terk eden kişidir.

Mücahidin kim olduğunu size söyleyeyim mi? Allah'a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kişidir.

Bu günün dokunulmazlığı gibi, müminin mümine zarar vermesi haramdır. Etini yeme mesabesinde olan müminin mümini gıybeti de haramdır. Namus ve haysiyetine zarar vermesi de haramdır. Müminin yüzüne tokat vurmak da mümine haramdır. Onu itip kakarak incitmesi de haramdır.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (23)

Ey İnsanlar! Yeryüzü Allah ve Rasûlüne aittir. İnsanlar, 'Allah'tan başka ilah yoktur' deyip, benim Allah'ın Rasûlü olduğumu kabul edinceye kadar, insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi. İnsanlar kelime-i tevhidi söyleyince, kanlarını, canlarını ve mallarını korumuş olurlar. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. Ahiretteki hesapları ise Allah'a aittir. Kendinize, birbirinize haksızlık etmeyin!(24)

Ey Müminler, benden sonra küfre dönmeyin, birbirinin boynunu vuran kafirler haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan uzaklaşmayacağınız apaçık dinî, ilmî, idari, siyasi kuralları içeren Allah'ın kitabı Kur'ân'ı ve Rasûlü'nün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz, davranışlarınıza Kur'ân ve sünneti yansıtınız. Bir de soyumdan yakınlarımı, Ehl-i beytimi bıraktım.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (25)

Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. İslam'da insanlar eşittir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem de topraktan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah'a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab'ın, Arap olmayana, bir başkasının Arab'a, bir siyahın bir kızılderiliye, bir kızılderilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yoktur.

"Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idare etmeniz, karşılıklı olarak, İslami kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, en çok Allah'a sığınanınız, emirlerine yapışanınız, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır." (Hucurat, 49/13.) (26)

Ey İnsanlar! Görünürdeki organları kesilmiş bir Habeşli bile başınıza getirilse, size Allah'ın kitabındaki hükümleri uyguladığı sürece, dinleyin ve itaat edin.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (27)

(İnsanlar, ‘evet' dediler)

Burada bulunanlar, sözlerimi bulunmayanlara iletsinler.

Ey İnsanlar! İyi dinleyin! Bütün peygamberlerin daveti geçmişte kalmış, görevleri sona ermiştir. Yalnızca benim davetim ve görevim devam etmektedir. Ben insanların ihtiyacı sebebiyle Rabbimin katında davetimi, görevimi kıyamet gününe kadar muhafaza ettim. Ben önceki ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Beni mahcup etmeyin, yüzümü kara çıkarmayın. (28)

İyi dinleyin, bir kısım insanlar için elimden bir şey gelmezken bir kısmını kurtaracağım. Ya Rabbi ashabım, diyeceğim. Bana, ‘Senden sonra din adına neler icat ettiklerini bilmiyorsun', buyuracak. Ben cennetteki havuz başında sizi bekleyen öncünüzüm. (29)

Ey İnsanlar! Allah, her hak sahibinin hakkını, her varisin, mirastaki payını belirlemiştir. Varise vasiyet yapılamaz. Vasiyet terekenin üçte birini de geçemez. Çocuk meşru eşe aittir. Zina edenin hak sahipliği söz konusu değildir. Hamisinin, amirinin, ortağının, işvereninin, efendisinin sağladığı imkanlara nankörce davranan, Allah'ın Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı inkar ediyor demektir. Babasından başkasına mensubiyet öne süren veya efendisinden başkasını veli edinen, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Böylesinin ne azabı geri çevrilir, ne ceza yerine fidye alınır. (30)

Ey İnsanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde aşırılıkları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, davranışları benden öğrenin. Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğimi bilemiyorum. Bu öğütlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak, daha iyi muhafaza edebilirler, nice kimseler uygulayarak daha mutlu olabilirler. (31)

Ey İnsanlar! Allah sözlerimi işitip de belleyene, rahmetini merhametini ihsan etsin. Allah yüzünü ağartsın. Mana yüklü sözlerimi anlamadan ezberleyen birçok insan var. Derin manalar içeren sözlerimi bilen birçok insan, kendisinden daha yüksek anlayış sahiplerine bu sözlerimi ulaştırsın. Üç vasfa, üç davranışa sahip olan;

-Samimiyetle Allah rızası için dinî görevlerini yerine getiren,

-Müslüman idarecilere samimi davranan ve itaat eden,

-İslam toplumunun birliğini ve bütünlüğünü koruyan müminlerin İslam'a hıyanet etmeyeceğini, kalplerinden İslam'ı atmayacağını bilin.

Bütün müminler gelecek nesilleri, İslam ile şereflenmemiş insanları İslam'a davet ederek İslam'ı tebliğ ve davet görevini yerine getirmelidirler. (32)

Benim dışımda benden sonra peygamber görevlendirilmeyecektir. Sizin dışınızda ümmet de olmayacaktır. Rabbinizi ilah tanıyın, candan Müslümanlar olarak Rabbinize teslim olun, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Rabbinizin şeriatine boyun eğin, adabına, erkanına riayet ederek beş vakit namazı aksatmadan aşikare kılın. Vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekatı verin. Ramazan orucunu tutun. Yöneticilerinize itaat edin ki Rabbinizin cennetine girersiniz. (33)

Ey İnsanlar! Yarın Beni size soracaklar. Ne dersiniz? Peygamberlik görevimi yerine getirdim mi? Vazifemi yaptım mı?

(Orada bulunanlar, ‘evet yemin ederiz ki, tebliğ ettin, bize tavsiyelerde ve öğütlerde bulundun, böylece şehadet ederiz' dediler).

-Şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi...

Size selam ve selamet diliyorum, Allah'ın rahmet ve bereket ihsanını niyaz ediyorum. (34)

(Sonra insanlara veda etti. Bunun üzerine insanlar, ‘bu veda haccı' dediler).

1) M. Hamidullah. Mecmûatü´l-Vesaikü´s-Siyasiyye (Vesaik) 360; İbn Abdirabbih 4/53-55.

2) Vesaik, 360.

3) Yakubî, 2/110;Vesaik, 360; Beyhaki, Sünen-i Kübra, 10/180; Sahih-i İbn Huzeyme, 4/255;Kur`ân-ı Kerim, 7/158.

4) Vesaik, 361; Buharî, “Hac” 132; “Megazi 78;“Tevhid” 24, “Edahi” 5, “Fiten” 8; “Edeb” 42;Müslim, “Hac” 283; Müsned-i Ahmed, 7/ 307.

5) Müsned-i Ahmed. 7/307.

6) Müslim,“Kasame” 26; Müsned-i Ahmed, 7/307; İbn Sa´d, 2/186.

7) Yakubî, 2/109-110; Kur`ân-ı Kerim, 11/ 85.

8) Vesaik, 361, 364; İbn Mace, “Sadaka” 9;Kur´ân-ı Kerim, 2/283.

9) Yakubî, 2/109-110.

10) Vesaik, 361; Darimî. “Büyü” 3.

11) Yakubî, 2/109-110.

12) Darimî,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/330.

13) Müslim, “Hac” 132.

14) Vesaik, 361; Darimî, “Menasik” 34; Müsned-i Ahmed, 7/376.

15) Vesaik, 361.

16) Vesaik, 361; Yakubî, 2/110.

17) Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10.

18) Vesaik, 361.

19) Vesaik, 367; Taberanî. Mucemu´l-Kebîr, 8/229.

20) Vesaik, 361, 365.

21) Vesaik, 361-362; İbn Mace,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/376; Tirmizî, “Tefsîru´l-Kur´ân” 10; Kur`ân-ı Kerim, 4/34.

22) Yakubî, 2/109-110; Kur´ân-ı Kerim

23) Vesaik, 364-367; Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10; Yakubî, 2/110 Kur`ân-ı Kerim, 49/12-13.

24) Yakubî ,2/110; Vesaik, 363; Buharî “Cizye” 5; “İkrah” 2; Müslim,“Cihad” 20.

25) Vesaik, 362, 365; Tirmizî, “Menakıb” 32; Müslim, “Kasame” 26; Buharî, “Hudud” 10; Yakubî
, 2/110; Muvatta, “Kader” 3; Ebû Davud, “Talâk” 40; Darimî, “Mukaddime” 24; “Talak” 10; Müsned-i Ahmed, 1/75, 3/212, 286, 4/206, 5/30.

26) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 9/127;Yakubî 2/110.

27) Nesaî, Sünen-i Kübra, 4/431 (7815. hadis); Müsned-i Ebî Avâne, 4/402.

28) Taberanî, Mucemu´l-Kebîr, 8/141; Vesaik, 367.

29) İbn Mace, “Menasik” 76.

30) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 6/207; Yakubî, 2/110; İbn Hişam, 4/219.

31) Ebû Davud, “Menasik” 77; Nesaî, “Menasık” 217; İbn Mace “Menasik” 63; Müsned-i Ahmed, 1/215, 347, 7/376.

32) Darimî, “Mukaddime” 24.

33) Vesaik, 365; Taberanî, Mucemu´l - Kebîr, 8/115, 136, 138, 303; Kur´ân-ı Kerim, 21/ 92, 23/52.

34) Ebû Davud, “Menasik” 56.

dizel1.jpgDizel motorların mucididir. Buhar motorlarına uyguladığı bir takım mekanik değişiklikler sonrası performansdan kazanç sağladı. Bir gün Diesel bazı şeylerin normal olmadığını düşündü: Kav parçalarını ufak bir cam tüpe koydu. Bir piston yardımı ile, Havayı tüpe sıkıştırdı ve kavın yanmasını sağladı. Bu deney sonucu alınan başarılı sonuç onu dahada hareketlendirmişti. 1885'de Paris'de bir laboratuvar açtı, 1892'de ilk patentini aldı. 1893'ün Ağustos ayında Almanya'nın Augsburg kasabasına geldi, MAN AG (Maschinenfabrik Augsburg-Nuerenberg)'de 3 metrelik demir silindirli, pistonlu bir düzenteker oluşturdu. Buhar motoru yavaş yavaş yerini termodinamik motora bırakmaya başlıyordu. Diesel buna Atmosferik Gaz Motoru adını verdi. 1896'da yeni motor sistemini gururla tanıttı. Teoride %75.6 fazla verim alıyordu. Elbette bu teori sağlanamadı, Tek yanmalı motoru geçmiş yüzyılın en heyecan veren buluşlardan biri olmuştu.. Rudolf Diesel'in hayali büyük endüstüriye bilgisinden vermekti. Bu hayali fazla uzun sürmedi, gelişmiş endüstüri O'nun bilgisinden yararlanmakta geç kalmadı, Diesel'in motorlarına tüm dünyadan talep vardı, O'nun motorları artık gemilerin, elektrik santrallerinin, pompaların ve rafinerilerin standart motorları haline gelmişti. 1908'de Diesel ve
Bu linki görmek için izniniz yok Giriş yap veya üye ol.
firmasından İsviçreli bir mekanik 800 rpm hızla çalışan motoru yarattılar. Ancak otomobil endüstürisi Diesel'in motorlarına adapte olmada zorlanıyordu, bu yüzden tercih edilmiyordu. MAN bu konuda ilk oldu, 1924'de, MAN'ın ürettiği bir kamyon direkt enjeksiyonlu dizel bir motoru kullanan ilk vasıta oluyordu. Ardından Alman Benz & Cie bu motorları kullanmaya başladı, İlk dizel Mercedes-Benz 1936'da yollara çıktı.Rudolph Diesel motorun otomobil endüstirisinde yükselişini göremedi. Çünkü 1913'te İngiltere'ye giden bir vapurda intihar etti.

İngiltere'ye gitmek için Hamburg limanında bindiği Dresden vapurundan bir daha inmedi. Çünkü 1913'te İngiltere'ye giden bir vapurda intihar etti. Ölüm tarihini bir gün öncesinde günlüğüne yazmıştı.

11943_screenshot_20180220-003720_2-300x463.pngGlenn Theodore Seaborg 19 Nisan 1912 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan eyaletine bağlı Ishpeming kentinde dünyaya gelmiştir. Babası Herman Seaborg ve annesi Selma Olivia Erickson’dur. Ailenin milli geleneklere bağlı olması sebebiyle ev içinde hep İsveç dilinde konuşmuşlardır.

İlkokulda Glenn Seaborg bilime ilgi duymamış ve ilgilenmemiştir. 1922 yılında Seaborg ailesi Los Angeles California’ya göç etmişlerdir. David Starr Jordan Lisesi’nde, Glenn Seaborg’un kimya ve fizikteki ilgisi Dwight Logan Reid’in deney yaptığı derslerle daha da artar hale geldi. Seaborg, liseden üstün başarıyla mezun olduktan sonra 1933 yılında mezun olduğu UCLA’da kimya eğitimi almıştır. Dört yıl sonra Berkeley Üniversitesi’nden doktorasını aldı. Doktora tezi nükleer kimya alanı üzerineydi.


Otto Hahn’ın Almanya’daki radyoaktif elementler üzerine yaptığı çalışmalar dikkatini çekmişti. Hahn, radyo ve toryumun radyoaktif izotoplarını ve yeni radyoaktif element protaktinyumunun formunu keşfetmiştir. Doktora derecesini aldıktan sonra Seaborg, onlarca yeni izotop keşfedilmesinde yer alarak nükleer kimyager olarak çalışmaya devam etmiştir. 27 yaşındayken, 1939 yılında Seaborg terfi edilerek kimya eğitmeni olmuştur. John Livingood’la birlikte çalışarak Seaborg, iyot ve kobalt’ı keşfetmiştir. Bunlar tıbbi teşhis ve tedaviler için çok önemli radyoizotoplardır. 1938 yılında Seaborg ve Emilio Segre, şimdiye kadar en çok kullanılan tıbbi radyoizotop olan technetium’u keşfetmişlerdir.

1940 yılında Edwin McMillan ve Philip Abelson, Berkeley Üniversitesi’ndeki Lawrence Radyoloji Laboratuarı’nda 93 tane elementi keşfetmişlerdir. Yeni element Neptunyum’u Neptün gezegenine atfen adlandırdılar. Onların bu keşfi, Seaborg ve arkadaşlarını, yeni radyoaktif metali izole etmek için bir yöntem geliştirmeye itmiştir.

11943_screenshot_20180220-003729_2-300x387.png
Seaborg, bir sonraki keşfedilmemiş element olan 94. elementi üretmek için siklotron ile çalışmaya devam etmiştir. 1941 yılında Seaborg ve araştırma ekibi 94. element olan plütonyum’u keşfetmiştir. Plütonyum, uranyumun hidrojen (ağır hidrojen) çekirdeği ile boğulmasıyla elde edilmiştir. Seaborg ve çalışma ekibi, Plutonyum’u keşfettikten bir ay sonra izotop plütonyumun nükleer fisyona maruz kalabileceğini keşfetti ve nükleer silahlar ile nükleer enerji üretimi için potansiyel olarak kullanılabileceğini gösterdi. Plütonyum keşfinden sonra Berkeley Üniversite’si, Seaborg’u kimya yardımcı doçentliği görevine terfi ettirmiştir.

Plütonyum’u keşfettikten sonra farklı elementler üzerinde çalışmalarını sürdürmüştür. Seaborg 1945 yılında kimya profesörü unvanına layık görülmüştür. Seaborg, 1950 yılında kaliforniyumu ve 1955 yılında mendelevium’u keşfetmiştir.

Uluslararası Saf ve Uygulamalı Kimya Birliği Dubna’da ve Rusya’daki Nükleer Araştırma Enstitüsü’ndeki araştırma gruplarında çalışmıştır.


Nükleer kimyada uzman olarak 2. Dünya Savaşı sırasında Seaborg, nükleer silah üretmek için Manhattan Projesi’nde yer almıştır. Seaborg Chicago’ya taşındı ve burada, plütonyumun uranyumdan nasıl rafine edileceğini ve plütonyum esaslı bir atom bombasının üretilmesini araştıran 100 bilim adamından oluşan bir ekibin başında bulundu.

Seaborg, bombayı silah olarak kullanılmamasını isteyen gizli bir belge olan Franck Raporu’na isimlerini koyan bilim adamlarından biridir. Bilim adamları, Japonya dahil olmak üzere diğer ülkelerin temsilcilerine Japonların teslim olması için atom bombası patlaması yapılmasını istedi. Fakat bu istek reddedilmiştir. 9 Ağustos 1945 yılında Japonya’nın Nagasaki şehrine bırakılan Fat Man isimli bomba bir plütonyum bombasıydı. (Hiroşima’ya bırakılan Little Man isimli bomba uranyum bombasıdır.)

Seaborg, keşfettiği elementlerden daha ağır unsurların varlığını çalışmalarımda öngörmüştür. Bununla birlikte, bazı elementlerin periyodik tabloda istikrarı oluşturacağını ve çevredeki elementlerden daha uzun yarı ömrü olacağını öngördü. Fikrini, nükleer enerji kabukları mümkün olduğunca çok sayıda nötron ve protonla dolu atomların özellikle kararlı olduğu ve bazı çok ağır elementlerin bu tür dolu enerji kabuklarına sahip olduğu gerçeğine dayandırıyordu.

Seaborg’un istikrar hipotezini test edecek kadar güçlü hiçbir unsur henüz oluşturulmamıştır. Seaborg, 1951 yılında 39 yaşındayken Kimya Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Seaborg ödülü, uranyumdan daha ağır element keşfetme çalışmaları nedeniyle Edwin McMillan ile paylaştı. 1997 yılında Seaborgium ifadesi Seaborg’un adına verilmiştir. Seaborg, 1961-1971 yılları arasında Atom Enerjisi Komisyonuna başkanlık yapmıştır.

Glenn Seaborg, 25 Şubat 1999 yılında Kaliforniya Lafayette’de ölmüştür.
 
Geri
Üst