- Katılım
- 10 Haz 2020
- Mesajlar
- 42
- Tepkime puanı
- 28
- Puanları
- 18
Gizli askeri teknolojiler denilince aklımıza geleceğin savaş teknolojileri gelebilir. Zira bu yapılar sonsuza dek gizli kalmayacak ve zamanı gelince kullanılacak. Teknolojik gelişmeler ile silahlar birbirine oldukça bağımlı olan iki unsurdur.
Birçok icadın aslında ilk olarak askerî operasyonların daha etkili olmasını sağlamak için kullanıldığını biliyoruz. Günümüzde artık yapay zekâ tabanlı teknolojilerin ve robotik sistemlerin ordulara ne kadar çok yardımcı olduğunu görebiliyoruz.
Diğer adı uygulayım bilimi olan teknolojinin nimetlerinden yararlanan ülkeler bolca askerî tatbikat yapıyor. Bu bağlamda askeri teknoloji dediğimizde günlük hayatta kullandığımız teknolojilerden söz etmiyoruz.
Bu alanda kullanılan araçlar hem matematiğin hem de istatistik biliminin algoritmalarından besleniyor. Özellikle üçüncü nesil yapay zekâların kendi çevresini gözlemleyerek özgün veriler elde edebildiğini biliyoruz. Bu tür bir yapay zekâyı İHA (insansız hava aracı) için hazırlanan sistemlerde kullanıyoruz.
Hem mühendislerin hem de bilim insanlarının geliştirdiği askeri silahlar; silah mühendisliği, makine mühendisliği, elektrik mühendisliği, malzeme mühendisi ve kimya mühendisi gibi mühendisliklerin önünü açtı. Bu alanların ordulara sağladığı operasyonel avantajların değeri elzemdir.
Bu yazıda size insanlar tarafından bilinen ancak çoğu zaman medyada yer verilmeyen (gizlilik ilkesinden ötürü) teknolojilerden bahsettik. Uygulayım biliminin pek fazla dillendirilmeyen ve hakkında çok da fazla bilgi sahibi olmadığımız askerî ürünleri neler bir göz atalım.
Gizli askeri teknolojiler: Böcek orduları
Böcek orduları tamlaması kulağa biraz garip gelebilir fakat doğanın bir parçası olan böcekler ekolojik dengeyi koruyor. Bu müttefikler, bitkilerin birileri tarafından yok edilmesi veya biyolojik terör saldırıları sırasında gıda kaynaklarını güçlendirmek ve onları korumaya yardımcı olmak için kullanılabilirler.
Yaprak bitleri ve beyaz sinekler çevredeki canlılara virüs bulaştırabilir. Buradan hareketle bu virüsleri bir aşı gibi kullanıp bitkileri ve gıda maddelerini biyolojik saldırılara karşı güçlendirmek mümkündür. Bunun tersi olursa ne olur?
Bitlere ve böceklere virüs bulaştırıp onları düşman topraklarında bulunan gıda kaynaklarını yok etmek amacıyla kullanabileceğini akıl eden devletlerin böcek orduları kurmak için çalıştığı biliniyor. Ayrıca bu hayvanların dikkat dağıtma amaçlı da kullanılabileceği bir başka ihtimal olarak karşımıza çıkıyor.
Uçan füze başlığı
Bu başlık, hâlihazırda hareket halinde olan bir savaş uçağının kanadından fırlatılabilen bir saldırı füzesidir. Bazı kaynaklar bunu uçangöz (drone) olarak da adlandırıyor. Kendisinin yıkıcı bir teknoloji olduğu ve iki farklı yöntem ile kullanılabildiği söyleniyor: Jete bağlı olan füze başlığının fırlatılması veya başlığın jet ile bağını kopararak onu bir komut üzerine fırlatmak.
Mikrodalga ses
Boyları 1 milimetre ile 1 metre arasında değişen elektromanyetik dalga olarak tanımlanan mikrodalga, askerlerin kullanabildiği bir saldırı ve savunma tekniğidir. Amerika Birleşik Devletleri’nin para harcamaktan çekinmediği askerî teknolojilerden birisi olan bu altyapı ölümcül değil ancak insan beynine ve kulağına çok zarar veriyor.
Bu projenin orijinal adı M.E.D.U.S.A olarak biliniyor. Dilimize “Sessiz Ses Aracılığı ile Aşırı Caydırıcı Saldırı” olarak geçen bu saldırı türünün menzili kısıtlı. Bundan dolayı mikrodalga ses saldırısının henüz pek fazla güçlü olduğunu söyleyemeyiz.
Bu saldırıya maruz kalan kişilerin düşünemeyeceği ve geri çekileceği söyleniyor. Ses dalgalarının aslında kitleleri kontrol etmek için kullanılacağı tahmin edilse de böyle bir saldırı yönteminin hayata kısmen geçirildiği biliniyor.
Dış iskelet: Exoskeleton
Harvard Wyss Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre giyilebilir teknolojilerin savaşlarda da kullanılması mümkündür. ABD Savunma Bakanlığı çatısı altında çalışan Defense Advanced Research Projects Agency (DARPA), ABD ordusu için yeni teknolojiler üreten bir kurumdur.
1958 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından gönderilen Sputnik isimli füzeye karşı savunma sistemleri geliştiren DARPA, hem portatif hem de giyilebilen defansif ekipmanlar üretiyor. Exoskeleton isimli proje ile askerlerin savaş dışında enerji seviyesini yüksek tutması ve ani bir saldırıya karşı hazırlıklı olması amaçlanıyor.
İçerisinde sensörler bulunan bu dış iskelet, askerlerin yardıma ihtiyaç duyduğu anı tespit edebiliyor ve devreye girebiliyor. Özellikle ağır teçhizatlar taşıyan askerler, bu iskelet ile daha az enerji harcıyor.
Exoskeleton isimli ekipman ilk olarak 17 kilometre boyunca yürüyen 7 askerin üzerinde denendi. Askerlerin bu ekipman sayesinde yüzde 15 daha az enerji harcadığı tespit edildi.
Hayalet uzay aracı
Uzayda gizli görevleri yerine getirebildiği iddia edilen bu uzay aracının yakın bir zamanda tanıtılması bekleniyor. Elektrik ile çalışan bu aracın orijinal adı Phantom Express.
Karadan dikey bir şekilde kalkabilen ve karaya dikey bir şekilde inebilen bu aracın asıl işlevi küçük uyduların hızlı bir şekilde fırlatılmasını sağlamak. Eğer bu proje hayata geçirilirse bir ülkenin kendisi için son derece önemli olan uzay görevlerini diğer ülkelerin ilgili görevler hakkındaki tepkilerini dile getiremeden tamamladığına şahit olabiliriz.
Bilindiği üzere uzay ile ilgili bir çalışma yapmak hem pahalı hem de meşakkatli. Bu proje sayesinde çok hızlı ve uygun fiyatlı olan uzay çalışmalarına tanıklık edebiliriz. Sırada robot katırlar var.
Robot katırlar
Yanlış duymadınız. Katırların robotlaştırılmış hâli hem deniz piyadelerinin hem de karada çatışan askerlerin göz bebeğidir. Zira bunlar zor araziler eşliğinde taşınması gereken ağır ekipmanları rahatlıkla taşıyabiliyor.
Boston Dynamics ve Jet Propulsion Laboratory tarafından geliştirilen bu proje, DARPA ve Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyade Kolordusu tarafından desteklendi. LS3 isimli bir robot katır, sırtında ağırlığı 181 kilo olan bir ekipman taşıyabiliyordu.
Kendisinin gaz veya benzin ile çalıştığını ve 24 saat boyunca hiç durmadan yürüdüğünü belirtelim. Liderini takip etmek adına herhangi birinin yardımına ihtiyaç duymayan LS3, bünyesinde bulunan navigasyon sistemi sayesinde önceden belirlenen koordinatlara tek başına gidebiliyordu.
Karşısına çıkan tehlikelerden de korunabilen bu katır ne yazık ki öldürüldü. Şu an bu katır yerine başka robot katırlar üretildi. Gizli askeri teknolojiler ile ilgili yazımızın sıradaki savaş teknolojisi solucanlar ile ilgili.
Ağ solucanları
Nikel titanyum alaşımı eşliğinde üretilen ağ solucanları, fiziksel saldırılara karşı son derece güçlü. Ayrıca dayanıklılığı ve ufak boyu sayesinde bazı robotların ulaşamadığı yere ulaşabilen bu robotların savaş uçakları aracılığı ile aşağıya doğru atılabildiğini ve hiçbir şekilde hasara uğramadığını söyleyelim.
Çevikliği ile kendisinden söz ettirmeyi başaran bu solucanlar, düşmanların her adımını takip edebilir. DARPA ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından desteklenen projeler arasında yer alan ağ solucanlarının tam olarak neler yapabildiği bilinmiyor. Bu durum birçok ülkeyi korkutuyor.
Uzay tabanlı lazerler
Füze teknolojilerinin her geçen gün daha da işlevsel bir hâle getirilmesi savunma teknolojilerinin de gelişmesine katkı sağlıyor. Henüz tam anlamıyla kullanılmaya hazır olmayan bu teknoloji, bir füzeyi etkili bir şekilde imha etmek için gereken menzile sahip değil.
Bu lazerlerin şu anda mevcut olan lazerlerden daha güçlü olması gerekiyor. Savunma ekipleri, uzay tabanlı lazerleri geliştirmek ve test etmek için 304 milyon dolarlık bir yardım istedi. Bu projenin 2023 yılında test edileceği öngörülüyor.
Sesten hızlı olan silahlar
Diğer adı hipersonik silahlar olan bu füzelerin hızına akıl sır ermiyor. ABD, Rusya ve Çin, dünyada bu tür füzelerin üretilmesini sağlayan teknolojilere ev sahipliği yapan ülkeler arasında yer alıyor.
6132,5 km/saat gibi olağanüstü bir hıza sahip olan bu silahlar, sesten 5 kat daha hızlı. Şu anda geliştirilmekte olan iki tür hipersonik silah var: Gemi füzeleri ve füze şeklinde olan planörler. Geleceğin savaş teknolojileri oldukça ilginç öyle değil mi?
Gemi füzelerinin 100.000 fit yükseklikte uçabildiği ve “Scramjet” adı verilen bir itme gücü sistemini kullandığı duyurulmuştu. Füze şeklinde olan planörler ise roketlerin üstüne yerleştirilmek üzere üretildi.
Bu planörler yüksek manevra kabiliyetine sahip ve hedeflerini saldırı yapana kadar gizli tutabiliyor. Dünyada böyle bir saldırıyı önleyebilen (görünürde) bir savunma sistemi henüz mevcut değil.
Robot at sineği
Uçangöz (drone) mantığı ile çalışan bu sineklerin kullanım alanı oldukça geniş. ABD Hava Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı geliştirilen bu robotlar doğaya uyum sağlayabiliyor veya çevresindeki hayvanları taklit edebiliyor. Savaş teknolojileri hayvanlar aracılığı ile kullanılabiliyor.
Küçük böceklere benzeyen bu robotlar, düşmanların gözetleme sistemleri tarafından fark edilmeden uçabiliyor. Ayrıca robot at sineklerinin böcek sürüleri arasında saklanabildiği ve tespit edilme riskini neredeyse yüzde 0’a indirdiği iddia ediliyor.
Pilotlar tarafından kontrol edebilen bu küçük araçlar her yere uçabiliyor ve kısa boyunun avantajını kullanıyor. Bu robotların kullanım alanlarını şu şekilde sıralayabilir ve yazımızı bitirebiliriz:
— Askerlerin gidemeyeceği veya giremeyeceği yerlere zehirli gaz yaymak
— Tesiri yüksek olan patlayıcı bombaları topluluk içerisinde iken patlatmak
Birçok icadın aslında ilk olarak askerî operasyonların daha etkili olmasını sağlamak için kullanıldığını biliyoruz. Günümüzde artık yapay zekâ tabanlı teknolojilerin ve robotik sistemlerin ordulara ne kadar çok yardımcı olduğunu görebiliyoruz.
Diğer adı uygulayım bilimi olan teknolojinin nimetlerinden yararlanan ülkeler bolca askerî tatbikat yapıyor. Bu bağlamda askeri teknoloji dediğimizde günlük hayatta kullandığımız teknolojilerden söz etmiyoruz.
Bu alanda kullanılan araçlar hem matematiğin hem de istatistik biliminin algoritmalarından besleniyor. Özellikle üçüncü nesil yapay zekâların kendi çevresini gözlemleyerek özgün veriler elde edebildiğini biliyoruz. Bu tür bir yapay zekâyı İHA (insansız hava aracı) için hazırlanan sistemlerde kullanıyoruz.
Hem mühendislerin hem de bilim insanlarının geliştirdiği askeri silahlar; silah mühendisliği, makine mühendisliği, elektrik mühendisliği, malzeme mühendisi ve kimya mühendisi gibi mühendisliklerin önünü açtı. Bu alanların ordulara sağladığı operasyonel avantajların değeri elzemdir.
Bu yazıda size insanlar tarafından bilinen ancak çoğu zaman medyada yer verilmeyen (gizlilik ilkesinden ötürü) teknolojilerden bahsettik. Uygulayım biliminin pek fazla dillendirilmeyen ve hakkında çok da fazla bilgi sahibi olmadığımız askerî ürünleri neler bir göz atalım.
Gizli askeri teknolojiler: Böcek orduları
Böcek orduları tamlaması kulağa biraz garip gelebilir fakat doğanın bir parçası olan böcekler ekolojik dengeyi koruyor. Bu müttefikler, bitkilerin birileri tarafından yok edilmesi veya biyolojik terör saldırıları sırasında gıda kaynaklarını güçlendirmek ve onları korumaya yardımcı olmak için kullanılabilirler.
Yaprak bitleri ve beyaz sinekler çevredeki canlılara virüs bulaştırabilir. Buradan hareketle bu virüsleri bir aşı gibi kullanıp bitkileri ve gıda maddelerini biyolojik saldırılara karşı güçlendirmek mümkündür. Bunun tersi olursa ne olur?
Bitlere ve böceklere virüs bulaştırıp onları düşman topraklarında bulunan gıda kaynaklarını yok etmek amacıyla kullanabileceğini akıl eden devletlerin böcek orduları kurmak için çalıştığı biliniyor. Ayrıca bu hayvanların dikkat dağıtma amaçlı da kullanılabileceği bir başka ihtimal olarak karşımıza çıkıyor.
Uçan füze başlığı
Bu başlık, hâlihazırda hareket halinde olan bir savaş uçağının kanadından fırlatılabilen bir saldırı füzesidir. Bazı kaynaklar bunu uçangöz (drone) olarak da adlandırıyor. Kendisinin yıkıcı bir teknoloji olduğu ve iki farklı yöntem ile kullanılabildiği söyleniyor: Jete bağlı olan füze başlığının fırlatılması veya başlığın jet ile bağını kopararak onu bir komut üzerine fırlatmak.
Mikrodalga ses
Boyları 1 milimetre ile 1 metre arasında değişen elektromanyetik dalga olarak tanımlanan mikrodalga, askerlerin kullanabildiği bir saldırı ve savunma tekniğidir. Amerika Birleşik Devletleri’nin para harcamaktan çekinmediği askerî teknolojilerden birisi olan bu altyapı ölümcül değil ancak insan beynine ve kulağına çok zarar veriyor.
Bu projenin orijinal adı M.E.D.U.S.A olarak biliniyor. Dilimize “Sessiz Ses Aracılığı ile Aşırı Caydırıcı Saldırı” olarak geçen bu saldırı türünün menzili kısıtlı. Bundan dolayı mikrodalga ses saldırısının henüz pek fazla güçlü olduğunu söyleyemeyiz.
Bu saldırıya maruz kalan kişilerin düşünemeyeceği ve geri çekileceği söyleniyor. Ses dalgalarının aslında kitleleri kontrol etmek için kullanılacağı tahmin edilse de böyle bir saldırı yönteminin hayata kısmen geçirildiği biliniyor.
Dış iskelet: Exoskeleton
Harvard Wyss Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre giyilebilir teknolojilerin savaşlarda da kullanılması mümkündür. ABD Savunma Bakanlığı çatısı altında çalışan Defense Advanced Research Projects Agency (DARPA), ABD ordusu için yeni teknolojiler üreten bir kurumdur.
1958 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından gönderilen Sputnik isimli füzeye karşı savunma sistemleri geliştiren DARPA, hem portatif hem de giyilebilen defansif ekipmanlar üretiyor. Exoskeleton isimli proje ile askerlerin savaş dışında enerji seviyesini yüksek tutması ve ani bir saldırıya karşı hazırlıklı olması amaçlanıyor.
İçerisinde sensörler bulunan bu dış iskelet, askerlerin yardıma ihtiyaç duyduğu anı tespit edebiliyor ve devreye girebiliyor. Özellikle ağır teçhizatlar taşıyan askerler, bu iskelet ile daha az enerji harcıyor.
Exoskeleton isimli ekipman ilk olarak 17 kilometre boyunca yürüyen 7 askerin üzerinde denendi. Askerlerin bu ekipman sayesinde yüzde 15 daha az enerji harcadığı tespit edildi.
Hayalet uzay aracı
Uzayda gizli görevleri yerine getirebildiği iddia edilen bu uzay aracının yakın bir zamanda tanıtılması bekleniyor. Elektrik ile çalışan bu aracın orijinal adı Phantom Express.
Karadan dikey bir şekilde kalkabilen ve karaya dikey bir şekilde inebilen bu aracın asıl işlevi küçük uyduların hızlı bir şekilde fırlatılmasını sağlamak. Eğer bu proje hayata geçirilirse bir ülkenin kendisi için son derece önemli olan uzay görevlerini diğer ülkelerin ilgili görevler hakkındaki tepkilerini dile getiremeden tamamladığına şahit olabiliriz.
Bilindiği üzere uzay ile ilgili bir çalışma yapmak hem pahalı hem de meşakkatli. Bu proje sayesinde çok hızlı ve uygun fiyatlı olan uzay çalışmalarına tanıklık edebiliriz. Sırada robot katırlar var.
Robot katırlar
Yanlış duymadınız. Katırların robotlaştırılmış hâli hem deniz piyadelerinin hem de karada çatışan askerlerin göz bebeğidir. Zira bunlar zor araziler eşliğinde taşınması gereken ağır ekipmanları rahatlıkla taşıyabiliyor.
Boston Dynamics ve Jet Propulsion Laboratory tarafından geliştirilen bu proje, DARPA ve Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyade Kolordusu tarafından desteklendi. LS3 isimli bir robot katır, sırtında ağırlığı 181 kilo olan bir ekipman taşıyabiliyordu.
Kendisinin gaz veya benzin ile çalıştığını ve 24 saat boyunca hiç durmadan yürüdüğünü belirtelim. Liderini takip etmek adına herhangi birinin yardımına ihtiyaç duymayan LS3, bünyesinde bulunan navigasyon sistemi sayesinde önceden belirlenen koordinatlara tek başına gidebiliyordu.
Karşısına çıkan tehlikelerden de korunabilen bu katır ne yazık ki öldürüldü. Şu an bu katır yerine başka robot katırlar üretildi. Gizli askeri teknolojiler ile ilgili yazımızın sıradaki savaş teknolojisi solucanlar ile ilgili.
Ağ solucanları
Nikel titanyum alaşımı eşliğinde üretilen ağ solucanları, fiziksel saldırılara karşı son derece güçlü. Ayrıca dayanıklılığı ve ufak boyu sayesinde bazı robotların ulaşamadığı yere ulaşabilen bu robotların savaş uçakları aracılığı ile aşağıya doğru atılabildiğini ve hiçbir şekilde hasara uğramadığını söyleyelim.
Çevikliği ile kendisinden söz ettirmeyi başaran bu solucanlar, düşmanların her adımını takip edebilir. DARPA ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından desteklenen projeler arasında yer alan ağ solucanlarının tam olarak neler yapabildiği bilinmiyor. Bu durum birçok ülkeyi korkutuyor.
Uzay tabanlı lazerler
Füze teknolojilerinin her geçen gün daha da işlevsel bir hâle getirilmesi savunma teknolojilerinin de gelişmesine katkı sağlıyor. Henüz tam anlamıyla kullanılmaya hazır olmayan bu teknoloji, bir füzeyi etkili bir şekilde imha etmek için gereken menzile sahip değil.
Bu lazerlerin şu anda mevcut olan lazerlerden daha güçlü olması gerekiyor. Savunma ekipleri, uzay tabanlı lazerleri geliştirmek ve test etmek için 304 milyon dolarlık bir yardım istedi. Bu projenin 2023 yılında test edileceği öngörülüyor.
Sesten hızlı olan silahlar
Diğer adı hipersonik silahlar olan bu füzelerin hızına akıl sır ermiyor. ABD, Rusya ve Çin, dünyada bu tür füzelerin üretilmesini sağlayan teknolojilere ev sahipliği yapan ülkeler arasında yer alıyor.
6132,5 km/saat gibi olağanüstü bir hıza sahip olan bu silahlar, sesten 5 kat daha hızlı. Şu anda geliştirilmekte olan iki tür hipersonik silah var: Gemi füzeleri ve füze şeklinde olan planörler. Geleceğin savaş teknolojileri oldukça ilginç öyle değil mi?
Gemi füzelerinin 100.000 fit yükseklikte uçabildiği ve “Scramjet” adı verilen bir itme gücü sistemini kullandığı duyurulmuştu. Füze şeklinde olan planörler ise roketlerin üstüne yerleştirilmek üzere üretildi.
Bu planörler yüksek manevra kabiliyetine sahip ve hedeflerini saldırı yapana kadar gizli tutabiliyor. Dünyada böyle bir saldırıyı önleyebilen (görünürde) bir savunma sistemi henüz mevcut değil.
Robot at sineği
Uçangöz (drone) mantığı ile çalışan bu sineklerin kullanım alanı oldukça geniş. ABD Hava Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı geliştirilen bu robotlar doğaya uyum sağlayabiliyor veya çevresindeki hayvanları taklit edebiliyor. Savaş teknolojileri hayvanlar aracılığı ile kullanılabiliyor.
Küçük böceklere benzeyen bu robotlar, düşmanların gözetleme sistemleri tarafından fark edilmeden uçabiliyor. Ayrıca robot at sineklerinin böcek sürüleri arasında saklanabildiği ve tespit edilme riskini neredeyse yüzde 0’a indirdiği iddia ediliyor.
Pilotlar tarafından kontrol edebilen bu küçük araçlar her yere uçabiliyor ve kısa boyunun avantajını kullanıyor. Bu robotların kullanım alanlarını şu şekilde sıralayabilir ve yazımızı bitirebiliriz:
— Askerlerin gidemeyeceği veya giremeyeceği yerlere zehirli gaz yaymak
— Tesiri yüksek olan patlayıcı bombaları topluluk içerisinde iken patlatmak