- Katılım
- 3 Ağu 2019
- Mesajlar
- 429
- Tepkime puanı
- 141
- Puanları
- 43
Evrenin en büyük 3D haritası
Kozmik arka plan ışıması evrenin en eski ışığıdır, çünkü ilk patlamadan 380.000 yıl sonra ilk atomlar oluşurken, serbest kalmıştır. Evrenin genleşmesiyle birlikte bu ışıma mikrodalga alanına kadar yayılmıştır.
Küçük oynamalar, günümüzde eski yoğunluk oynamaları ve karanlık madde ve karanlık enerjinin oranı hakkında olduğu kadar kozmik genleşmenin hızı hakkında da bilgi veriyorlar, dolayısıyla da Hubble sabiti hakkında da. Ancak bir sorun var: Bu temel boyutla yıllardır açıklanamayan tutarsızlıkların ortaya çıkıyor olması.
Bugüne kadarki en doğru haritaya göre (ESA’ya ait 2003 Plank uydu verileriyle elde edilmiş) Hubble sabitesi megaparkans başına saniyede 67,4 kilometre. Fakat Süpernova, yerçekimi mercekleri ve değişken yıldızların yardımıyla doğrudan doğruya gerçekleştirilen ölçümlerle yaklaşık olarak megaparkans başına saniyede 74 kilometrelik bir sonuç elde ediliyor. Bu tutarsızlığın nasıl açıklanabileceği bugüne kadar bilinmiyordu.
Fakat Atacama Kozmoloji Teleskopu (ACT) ile bu konuya bir açıklık getirildi. Cerro Toco’daki (Şili) radyo teleskopu 2007 yılından bu yana evrendeki mikrodalga alanını inceliyor. Princeton Üniversitesi’nden Simone Aiola şimdi 2013-2016 yılları arasında ACT verilerinden yararlanarak arka plan ışımasının yeni bir haritasını çıkardılar. Planck’tan sonraki en büyük harita 17.00 derece kare boyutunda. Yeni harita kozmik mikrodalga alanındaki minik sıcaklık oynamalarının motiflerini göstermekle kalmayıp, kozmolojik ölçümler için önemli olan polarizasyon motiflerini şimdiye kadarki en yüksük çözünürlükte gösteriyor. Haritalandırma ile astronomlar evrenin 13,77 milyar yıl +/- 40 milyon yıl yaşında olması gerektiğini hesapladılar. Bu değer kozmolojik standart model ile öncelenen değerlerle tam tamamına örtüşüyor ve Planck uydularının sonuçlarını da kanıtlıyor. Kozmik genleşme değerinde de ACT kartı, Planck değerlerini kanıtlıyor.
Aiola ve ekibi megaparkans başına saniyede 67,6’lık bir Hubble sabitine ulaşmışlar ki bu daha önce arka plan ışımasıyla elde edilen değerler kadar düşük. Bu da ölçüm hatalarının Planck uydularıyla ilgili olmadığı anlamına geliyor. Böyle olunca da tutarsızlıklar kalıyor ve bununla birlikte bunun evrenin genleşmesi için ne anlama geldiği sorusu da. Peki genleşmenin hızını değiştiren bilinmeyen bir etki faktörü veya süreci, yani “yeni bir fizik” mi var? Bazı fizikçiler mesela karanlık enerjinin sanılandan daha az sabit olabileceğini düşünüyorlar ve bu durum da genleşme hızında oynamalara yol açabilir diyorlar. Ancak arka plan ışımasının yeni haritasında araştırmacılar, standart modelin dışın yeni fizikle ilgili bir işaret bulamamışlar. Bu yeni fiziğin bulunmadığı anlamına gelmiyor sadece henüz kendini göstermedi diyor araştırmacılar. Atacama Kozmoloji Teleskopu evrenin en eski motiflerini incelemeye devam edecek, verilerinin gelecekte kozmik genleşme bilmecesini çözüp çözmeyeceğini ise zaman gösterecek.